
Gecenin bir vakti aklındaki kelimelerin akış hızına ayak uyduramayan insan evladı olarak yataktan fırlayıp, bir zamanlar başlamaya niyetlendiğim şeyi artık gerçekleştirmeye karar verdim.. Nedir efendim bu? Musical Concern dediğimiz güzide zımbırtıyı ayağa kaldırmak, omuzlarından tutup silkelemek, kendine getirmek.. Yani normal insanların tek cümleyle özetleyeceği üzere; hayata geçirmek..
Size bu satırları 40 mumluk ampülün ışığında yazarken, kulaklarım bayram ediyor, zira Nightlife eşlik ediyor parmaklarıma.. Ha, evet, bildiğiniz üzere dehşetengiz bir olaydan yeni çıktık.. Çıkamayanlarımız oldu, bendeniz gibi.. henüz değil.. a, evet! olayımızı söylemeyi unuttum.. ama tahmin edebileceğiniz birşey; 10 Mayıs 2009 IAMX Konseri
Hakkında pek çok şey yazılıp çizildi, pek çoğu yazılacak çizilecek.. herkes kritiğini yapacak.. pek çok insan öldüm bittim tatlı cümleler sarfetti, sarfetmeye devam edecek.. Ben bunlardan biri değilim.. zira ölmeyi bile beceremedim sevgili okur.. Katatoni safhasında takılıp kaldım.. Bakın dikkatinizi çekerim, konser Yeni Melek denen o (çok afedersiniz) kıç kadar mekanda, iğrenç bir ses sistemi eşliğinde (gerçi önlerde çok da kötü değildi) ve havalandırma faaliyetlerinin en düşük şartlarında gerçekleşti.. Ama konumuz bu değil.. Tartışmasız olağanüstü bir performanstı sergiledikleri.. Setlist de keza son derece takdire şayan ve albümler açısından adil dağılımlıydı.. Hemen hemen bütün favori parçalarımı çaldılar sağolsunlar.. Tabii ki gönül isterdi bir The Great Shipwreck of Life dinlemeyi, bir Missile dinlemeyi, This Will Make You Love Again'i gırtlağımızı patlatırcasına Chris'le beraber çığırmayı.. Ancak gönülün istedikleri bu kadarla bitmezdi.. Gece bitmesin, onlar sahneden inmesin isterdi aynı zamanda.. Arsız ne de olsa..
Konserin bu mükemmelliğine karşın gece %100 aynı şekildeydi diyemeyeceğim.. Kısacık zamanda çok şey yaşandı.. En azından kendi adıma söyleyebilirim bunu.. Hepsi de hoş değildi laf aramızda.. Bu nedenle de ben konser esnasında, zamanın o harika kısmında kısılı kaldım.. Gerçek anlamda zorluk çekmekteyim dış dünyaya yeniden adapte olma sürecimde..
Ama bir yerlerden başlamak gerek artık.. Özellikle de sonların ertesinde yeniden başlamak gerek.. İş bu nedenle de yeni mekanımızın ilk girdisinin başlığında The Black Ghosts'a bir selam çakaraktan diyorum ki; give me something new.. something to break through the normal..
bu kadarla da bırakmıyor, daha ilk girdiden sizlere yeni inciler sunmayı başta kendime, sonra ankara'dan hale, lale, jale ve üsküdar'dan bütün mahalleye bir borç biliyorum.. (geçmiş zaman olur ki, hayal-i cihan değer)
Efendim ilk entarimizde Milla Jovovich adlı cennetten düşme, "the girl next door" ile "ne güzel ablamızdın sen fahriye abla" arası, meleklerin bile gıpta ile baktığı modelden bozma, aktristten geçme bülbül sesli güzelle başbaşa bırakmak isterim..
Kendisinin The Divine Comedy adlı bir albümü bulunmakta hali hazırda.. Ancak sizlere şimdi sunacağım albüm, The Divine Comedy öncesine dayanan demo çalışmalarını içermekte.. Aynı zamanda albümü çıkartmadan önce çıktığı bazı programlarda yayınlanmış olan kayıtlarda aynı dosyada bulunuyor..
Dinlemeden indirmem diyenler için şöyle bir videomuz bulunuyor (ki belirtmeliyim aşağıdaki şarkı paylaştığım albümde bulunmuyor);
Last.fm kendisini şiddetle My Brightest Diamond, Bat For Lashes, Sinead O'Connor, Paula Cole gibi isimlere benzetiyor.. Ben diyorum ki Milla yine kendine has özelliklerini müziğine taşıyor.. Özellikle Bring It On adlı şarkıya dikkat etmenizi diliyor, albümü ellerinize bırakıyorum..
Şarkı Listesi;
- Beat On Ice
- Diving Up
- More Than 4 (Without Drums)
- Bring It On
- Calm Water
- Fall Too Soon
- Flashlight
- Left & Right
- Remedy
- Holy Fall
- Looking For Room
- You Keep Me Here
- Breathing In Your Sleep
- Take Me To Mars
Aile salonu: Rapidshare
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder